“Uygur Soykırımı’ndan neden bahsetmiyoruz?” – Ünlü yıldız Rihanna’ya Rushan Abbasdan bir açık mektup

Sevgili Rihanna,

“Neden bundan bahsetmiyoruz?” sözleriniz, Hindistanlı çiftçilere hedeflediklerinin ötesinde güç veriyor. Hiç kimsenin bahsetmediği bir konuyu ele almak için gösterilen atılan bu sağlam adımdan çok etkilendik. Bu noktada hem size hem de dünya kamuoyuna Uygur Soykırımı ile ilgili olarak şunu sormak istiyorum, “Peki, bundan neden bahsetmiyoruz?”

Bu sözlerimiz kesinlikle size saldırganlık niyetini taşımamaktadır. İçinde çalıştığınız sektörün bunun nedenlerinden biri olduğunu vurgulamaya yöneliktir ve başka bir amaç yoktur. Şöhret aynı zamanda hem lütuftur hem de lanettir ve eminim siz de bu söze katılırsınız. Çin, soykırım yapmaya aktif bir şekilde devam ederken Hollywood’u da sessiz kalmaya zorluyor. Sair zamanlarda, sosyal ve politik konularda çok hızlı bir şekilde tepki verip yorum yapan bir sektörün bu sessizliği, insanlığın değerlerine ihanettir. Bu suçu işleyenin parasından kaynaklanan gücü Hollywood’u bu gerçekle yüzleşmeye imkan kalmayacak şekilde hareket etmemesi için elleri kolları bağlı hale getirdi.

Çin, başta BM, NBA, İİT gibi zulmü durdurması gereken kurum ve kuruluşları ekonomik olarak yani para ile sessiz kalmalarını sağladı. Paraya olan bu bağlılık, pek çok ünlüyü, akademisyeni ve diğerlerini iki yüzlü bir alay konusu haline getirdi. Bugün tarihin en kötü hataları tekrarlanırken, Çin’in modern köleliğinin parçası Uygurların topladığı pamukların hasat edilmesiyle üretilen şık kıyafetleri giyen toplumumuz bu olanları görmezden geldi.

Kadın hakları platformları ve ‘Me Too’ organizasyonları faaliyetlerine çok sayıda destekçi buldu. Fakat, bugün soykırım altında kalan, toplu tecavüzlere uğrayan, zorla kürtaj yapılan ve kısırlaştırılan ile Çinli erkeklerle rızaları dışında evlendirilen kadınlarımızın kimsesi yok.

BBC tarafından yayınlanan son raporu, milyonlarca insanın sadece kimliklerinden dolayı toplama kamplarında tutulduğu toplu tecavüzlere uğradığı Uygur kadınlarının bulunduğu korkunç şartları göz önüne serdi. Haberde tanıklık yapan bir kadın Uygurların seks kölesi gibi görüldüğünü ve bu amaçla zorla çalıştırıldığına dair başına gelenleri anlattı.

Toplama kamplarında Çinli görevlilerin yanında zorla çalıştırılan Gulzira Auelkhan, Çinli erkeklerin en güzel genç kadınları seçmesi için para önerdiğini üstelik bu hadiseleri de kimseye anlatmamasını söylediğini bu uyarıya uymazsa ortadan sessizce kaldırılacağını söylediğini aktardı. Auelkhan, “Bu insanların ruhunu yok etmek üzere tasarlanmıştı” dedi.

BBC’ye tanıklık yapan bir diğer isim Tursunay Ziawudun, “Kadınlar her gece hücrelerinden zorla çıkarılıp karanlık odalar götürülüyor orada bir veya birden fazla Çinli erkeğin tecavüzüne uğruyor” dedi. Ziawudun, kendisinin üç kez, iki veya üç kişinin tecavüzüne maruz kaldığını anlattı.

Genç kızların evrensel hakları için verdiğiniz bu mücadele çok asildir. Bununla birlikte bir kez daha sormak isteriz ki, 500 bin Uygur çocuk kaçırılıp beyinleri yıkanırken, kızlar devletin baskısı ile zorla evlendirilirken ve Uygurlar soykırıma maruz kalırken, “Neden bundan bahsetmiyoruz?”

Kendi kız kardeşi de toplama kamplarında tutulan biri olarak, bu soykırımım suçunun detaylarını ve nasıl işlendiğinin ayrıntılarını okumanın ailemize getirdiği dehşeti anlatacak kelime yok. Biz bu zülme uğrayan milyonlarca insandan sadece biriyiz.

Sizden ricamız çok basittir: Lütfen sesinizi ve ününüzün sorumluluğunu, Çin’in kanlı parası karşısında eğilmekten ve onun insanlığa karşı işlediği suçlara karşı dünyayı susturma girişimlerine karşı çıkmak için kullanınız. Uygurların her şeyi, kadınların geleceği, ve değer verdiğimiz özgürlükler büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır.

Saygılarımla,
Rushan Abbas