Kaynak: MuslimPro
‘Bir siyah ve bir beyaz’ olarak bilinen zenginliğin biri ham petrolü diğeri de pamuğu ifade etmektedir. 1949 yılında işgal ettiği topraklarda bütün tarım arazilerini devletleştirip el koyan sonra da paramiliter Bingtuan sistemini kuran Pekin rejiminin son yıllarda şiddetlenen insan hakları ihlali ve soykırıma dair her gün yeni bir belge yayınlanıyor. Alman araştırmacı Dr. Adrian Zenz tarafından yayınlanan son raporunda Doğu Türkistan halkının pamuk tarlalarında zorla çalışmaya götürüldüğünü ortaya koyuyor.
Dr. Adrian Zenz’in “Doğu Türkistan’da zorla çalıştırma: İşgücü Transferi ve Etnik Azınlıkların Pamuk Toplamak için Taşınması” adlı raporu, Amerika Merkezli Center for Global Policy tarafından yayınlandı. Raporda yer alan verilere göre dünyanın pamuk üretiminin yüzde 20’si ÇHC tarafından satılıyor, bunun da yüzde 85’i Doğu Türkistan’da üretiliyor. Sino-sömürgeci rejimin pamuk ihracatı için 2018 yılından bu yana 570 bin Müslüman Uygur mensubu tarlalarda çalıştırılmak için sağda solda süründürüldü. Doğu Türkistan’da pamuk tarlalarında çalıştırılan Uygur sayısı da eklenince bu rakamın daha da fazla olduğu belirtiliyor. Son yıllarda teknolojideki gelişmelere rağmen Komünist Çin rejimi, elle pamuk toplamak için Uygurların emeğini sömürmeye devam ediyor. 2019 yılında Doğu Türkistan’daki toplam pamuğun yüzde 70’inin elle toplandığı belirtiliyor. Özellikle daha kaliteli pamuğun yetiştiği Doğu Türkistan’ın güney kısımlarında makinelerle pamuk toplama neredeyse yok denecek kadar az. Komünist Parti’nin yerel yöneticileri pamuk toplamada Han Çinlilerin sayısını azaltırken Müslüman Uygurların oranını da hızla artırıyor. Pamuk toplamak için ideal zamanlarda Uygurların zorla çalıştırılması konusunda Sino-sömürgeci Çin rejiminin baskısı da daha artıyor. Pamuk toplamak dünyanın çok emek isteyen ve zahmetli bir iş olduğu için Han Çinlileri yerine Uygurları tercih eden rejimin askeri düzende köle gibi çalıştırdıkları insanların başında da asker ve polisleri gözlemci olarak tutuyor. Bu güvenlik görevlileri pamuk toplayanların devlete karşı olan bağlarını da gözlemlemekle yükümlü. Pamukların zamanında toplanması için de kimi yerlerde çocuklar ve yaşlılar da alınıp götürülüyor.
Doğu Türkistan’da Çin’da Komünist Rejimi’nin 1954’te kurduğu Xinjiang Production and Construction Corps (XPCC) veya bilinen adıyla Bingtuan o dönemdeki toprak reformundan sonra en verimli topraklara el koydu. Burada başlatılan tarım faaliyetlerinde Doğu Türkistan’ın beyaz altını pamuk ile Bingtuan dünyanın en büyük üreticilerinden birine dönüştü. Ancak, Bingtuan’ın daha çok kar edebilmesi için son yıllarda artan işçilik maliyetlerini düşürmek için Müslüman Uygurlar da zorla çalıştırılıyor. Dr. Zenz’in raporunda yer alan bilgilere göre Doğu Türkistan’daki pamuk üretimini elinde tutan Bingtuan’a işgal ettiği bölgelerde yüzde 83 oranında makine ile toplama yapılıyor. Doğu Türkistan’ın güney kısmındaki pamuk toplama yüzde 80 oranında elle yapılıyor. Her ne kadar Bingtuan bünyesinde elle pamuk toplayanların sayısı azalsa da Güney’deki bölgelerde elle toplama son sürat devam ediyor ve her yıl daha çok kişi zorla bu tarlalarda çalıştırılıyor. Örneğin Kaşgar bölgesinde Bingtuan dışında 2000’li yılların ortasında 250 bin kişi pamuk toplarken bu rakam şu anda 400 bin ile 530 bin arasında değişiyor. Üstelik bu insanlar başka bölgelerden çalışmak üzere zorla gönderiliyor.
Dr. Zenz’in tespitlerine göre ekonomik açıdan verimsiz olmasına rağmen Müslüman Uygurların tarlalarda zorla çalıştırılmasının temelinde yatan ise onların sürekli meşgul edilerek gözlem altında tutulması. Hali hazırda Alman nazilerden ilham alınarak kurulan toplama kampları ve bunlarla entegre fabrikalarda köle gibi kullanılan Müslüman halk teknoloji ile sürekli gözetleniyor. Bu gözetleme tarlalarda güvenlik görevlileri yapılıyor. Uygurlar Kazaklar ve Müslüman toplumların kitleler halinde köleleştirilip çalıştırılması Doğu Türkistan’ın sosyal dokusunun değiştirilmesi için uygulanan toplumsal mühendislik çalışmalarının başında geliyor. Daha önce Tibet’te Parti Genel Sekreteri olarak görev yapan Chen Guango’nun, 2011 yılında 100 bin kişilik bir ekiple köylüleri takip etmek için kurduğu sistemini dönemin Doğu Türkistan yetkilileri de kopyalıyor. 2017 yılında Doğu Türkistan’ın başına geçerek ‘toplanacak kim varsa toplayın’ diyen Chen, özellikle kırsal kesimdeki insanlara yönelik takip ve gözlem sistemini daha yoğun bir şekilde kullanmaya başlıyor. Müslüman Uygurların anavatanının kırsal kesimine 2014 ile 2018 yılları arasında gönderilen kadrolu elemanların sayısı 350 bin. Bu kişilere verilen özel uygulamanın da yer aldığı akıllı telefonlarla Doğu Türkistan’ı sanal cehenneme çeviren Ortak Entegre Operasyon merkezi besleniyor. Zenz’in raporunda ayrıntıları ile yer alan pamuk tarlalarına işçi gönderme için de hem bu kadrolu kişiler kullanılıyor hem de onların ellerindeki akıllı telefonlarla bütün veriler parti yönetim sistemi ile paylaşılıyor. Böylece, Sino-sömürgeci Çin rejimi Müslüman Uygurlar, Kazaklar ve Kırgızlara şehirlerde ve toplama kamplarında uyguladığı soykırımı kırsal kesimde de başka versiyonlarıyla uygulamaya devam ediyor.