Mısır, Çin komünist diktasının zulümlerine payanda olmaya devam ediyor

Source: SCMP

Source: SCMP

(Asım YILMAZ)

Coğrafi konumu ile hem Ortadoğu’ya hem de Afrika’nın kapısı durumundaki Mısır, Çin Komünist Partisi’nin bölgedeki en önemli müttefiklerinden biri haline geliyor. Komünist diktanın geçen yıl Mısır’daki yatırımları neredeyse 75 milyar doları buluyor. Mısır yönetimi sadece ülkesinin en önemli projelerini ve kaynaklarını Kızıl diktaya teslim etmekle kalmıyor, orada misafir olarak bulunan Uygurları da ekonomik menfaatleri uğruna kurban ediyor. 100 milyonluk nüfusu ile en büyük İslam ülkelerinden biri olan Mısır, bir başka Müslüman topluluğun, komünist bir dikta tarafından soykırıma maruz kalmasına her hareketi ile destek veriyor.

İslam dünyasının en köklü ve prestijli üniversitelerinin başında hiç şüphesiz ki El Ezher Üniversitesi geliyor. 11 asırlık geçmişe sahip El Ezher Üniversitesi, kurulduğu zamandan beri dünyanın her yerinden İslam konusunda eğitim görmek isteyenlerin listelerinin başında yer alıyor. Çin Komünist Partisi’nin 1949 yılında işgal ettiği ve İslam dininin izlerini silmek için soykırım ve asimilasyon politikası uyguladığı Doğu Türkistanlı öğrencilerin de El Ezher Üniversitesi’ne dolayısıyla Mısır’a gitmek önemli bir başarı kabul ediliyor. Öyle ki yakın zamana kadar Mısır’daki Uygur gençlerinin ve ailelerinin nüfusu 6 bini buluyor. Ancak, Kızıl Diktanın dünyaya hakim olma yolunda hayati önem atfettiği Bir Kuşak Bir Yol projesi ile bir dönem ilim yuvası haline dönüşen El Ezher ve Mısır artık zulüm merkezi haline dönüşüyor. Özgür Asya radyosunun yaptığı araştırmalara göre özellikle 2017 yılında Uygur öğrencilere yönelik yapılan operasyonlarla her gün onlarcası tutuklanıp Çin’e iade ediliyor. Çin’e gönderilen yaklaşık 200 Uygur öğrencinin havaalanına indikten sonra ortadan kaybolduğu kayıtlarda yer alıyor. Mısır’ın bu zulmünden kurtulup Avrupa’ya sığınan Uygur öğrencilerden Nurehmet Burhan, sırf kendisi El Ezher’de okuduğu için 2016 yılından beri babasına baskı uygulandığını ve 2017 yılının Mayıs ayından beri de haber alamadığını söylüyor. Burhan’ın babası da 2017 yılında soykırım makinesine dönüşen toplama kamplarına gönderilenden. Kızıl dikta, Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurlar Kazaklar ve diğer Türk topluluklarına yönelik soykırım faaliyetlerini artırdıkça, ekonomik olarak kendisine köle gibi bağladığı adı İslam olan ülkelerin desteği de artıyor. Müslüman kadınların zorla kısırlaştırılıyor, nazilerden ilham alınarak kurulan kamplarda her türlü işkence yapılıyor, kadınlar tecavüze uğruyor, çocuklar ailelerinden koparılıyor ve Uygurlar köle gibi fabrikalarda çalıştırılıyor. Kısacası, Çin diktası Doğu Türkistan’da herkesin gözü önünde soykırım gerçekleştiriyor. Bütün bu zulümlere İslam dünyasında ve Ortadoğu’da söz sahibi olmak isteyen Sisi yönetimi gözlerini kapatıyor.

Yüzde 90’ı Müslüman olan Mısır’ın Çin bu soykırımına ses çıkarmamasının temelinde ise Devlet Başkanı Sisi’nin Pekin Hükümeti ile yaptığı dev ekonomik anlaşmalar yatıyor. Seleflerinden Cemal Abdünnasır’ın tıpkı o dönemde Amerika’ya sırtını çevirip Rusya ile iş birlikleri yapması gibi Sisi de istikametini bir başka komünist diktaya çeviriyor. Abdünnasır’dan farklı olarak Amerika ile de ilişkilerini sıcak tutmayana çalışan Sisi için Kızıl yönetim ile anlaşmak daha cazip geliyor. Bir yandan Amerika’nın en büyük müttefiki Suudi Arabistan’dan destek görürken diğer yandan Rusya ile de anlaşma yapıyor. Çin’in Mısır’daki en üst düzey diplomatik temsilcilerinin yaptığı açıklamaya göre 2019 yılında, Kızıl Diktanın yatırımları yüzde 66 artarak 75 milyar dolara ulaşıyor. Demir çelik, tekstil, enerji gibi alanlardaki ortaklıkların yanı sıra Pekin hükümetinin en fazla önem verdiği projelerin başında Süveyş kanalı geliyor. Tianjin Economic-Techological Development Area (TEDA) adlı Çinli sanayici kuruluş Süveyş Kanalı’nın yanında 1 milyar dolara mal olacak bir sanayi bölgesi kuruyor. Çin Devlet Mühendislik şirketi, Sisi’nin gözde projelerinden yeni başkentte 20 gökdelen inşa ediyor. Afrika’nın en uzun gökdelenlerinden birisi orada yapılıyor.

Komünist yönetim, Sisi’yi bölgedeki en önemli partnerlerinden biri olarak görüyor. Sisi de Çin ile ilişkileri geliştirmeye önem veriyor. Başkanlığı zorla devralıp başa geçtiği dönemden bugüne kadar Pekin’i altı kez ziyaret eden Sisi’nin bu adımlarına Çin Devlet Başkanı Xi Jinping her seferinde onu üst düzeyde ağırlıyor. 65 ülkenin yer aldığı Bir Kuşak Bir Yol projesi için Mısır, hem Afrika’ya olan bağlantısı hem de Ortadoğu’daki konumu ve bir de Süveyş kanalını kontrol etmesiyle hayati önemli taşıyor. Bu projenin en önemli ayaklarından biri olan Deniz İpek Yolu projesinin kalbinin Süveyş Kanalı oluşturuyor. Bu dolar dostluğunun neticesinde, Sisi, Komünist zulüm altında inleyen Doğu Türkistan’daki Müslümanlara sahip çıkıyor. Bugüne kadar bir Müslüman ülkenin lideri olarak, İslam dinine mensup milyonlarca insanın soykırımla yok edilmesine Mısır yönetimi itiraz etmediği gibi kendi ülkesindeki Uygur öğrencileri de Kızıl komünist dikta ejderhasına yem olarak gönderiyor.